Bebeğinizin doğumu öncesinde ve sonrasında doktorlardan emin olamayıp sürekli değiştirenlerden misiniz? O zaman bu yazıyı bir annenin ağzından okumanızı tavsiye ediyoruz.
Hamileliğim süresince elime geçen her kitabı okudum, her web sitesine üye oldum, çoğu forumu takip ettim. Kendimi olabildiğince hazırlamaya çalıştım ancak hayal gücümü yeterince çalıştırmamışım sanırım. Ben, anneliğin ilk yılında mücadelemin uykusuzlukla, sütümü artırmaya çalışmakla olacağını, en kötü ihtimalle bebeğim kolik olursa 3 ay boyunca kulak tıkaçları ile yaşamam gerekeceğini düşünmüştüm. Oysaki sorular hep bilmediğim yerden geldi.
Bebeğim önümüzdeki ay 1 yaşını bitiriyor ve biz bu süre boyunca tam 5 çocuk doktoru değiştirdik. Şu an 6. doktorumuzla beraber hayatımıza devam ediyoruz.
İlk doktorumuz, sezaryen olduğum hastaneden bize yönlendirilen bir doktordu. Jinekologuma karar vermek için internet başında hayli mesai harcayan ben, çocuk doktorumun kim olacağını daha önce hiç düşünmemişken hoppadanak bebeğimizin doktoru olan ilk doktorumuz, 30’lu yaşlarda bir erkekti. Daha ben hastaneden taburcu olmadan bebeği muayene için odamıza geldiğinde kanımın kaynamadığını düşündüm. Muayene sırasında çok az zaman harcıyor, yüzümüze bakmıyordu. Yeni anne olmanın verdiği pimpirikle sorular soruyordum, kısa ve net cevaplar veriyordu. Hastaneden çıkar çıkmaz yeni doktor arayışıma başladım.
İkinci doktorumuz 50’li yaşlarda, profesör bir beydi. Bizi özel muayenehanesine alıyordu. Babacan ve deneyimli birine ihtiyacımız olduğunu düşünüyordum, hakkında yazılan olumlu yorumlardan, yıldızlı akademik başarılarından ve popülaritesinden etkilendim. Popüler bir doktorun muayenehanesinde, randevunuz hafta içi alakasız bir saatte bile olsa saatlerce başka birçok anne ve çocukla beraber randevunuzu bekleyeceğinizi tahmin edemedim. Randevumuza hiç zamanında alınmıyorduk. Doktorumuz ne kadar ilgili davranmaya çalışsa da odasındaki saatin tik-takları en kısa sürede çıkıp yerimizi diğer hastaya bırakmamız gerektiğini hatırlatıyordu. Ha bir de, hatırlamak demişken, hiçbir zaman adımızı hatırlamıyordu! 4 randevudan sonra başka doktor arayışına başladım.
Bu sefer bir arkadaşımdan aldığım çok olumlu referansla, yine 50’li yaşlarda, akademik kariyeri olmayan ama özel hastanelerde uzun suredir görev yapan bir doktora görünmeye başladık. Randevu saatlerinde problem yoktu, anlayışlı ve ilgili bir doktordu. Ancak tam bu sırada bizim bebeğin kilo alımı yavaşladı, mama desteği kullanmak istemedim, emzirmeye devam etmek istedim.
Emzirmeye devam konusundaki tavrımı anlayabilecek, ilerde de bebeği büyütürken doğal beslenme konusundaki hareketlerimi destekleyebileceğini düşündüğüm dördüncü doktorumuz, konusunda uzman bir kadındı. Emzirme konusunda tavrımla son derece hemfikirdi, gerekli olmadıkça ilaç kullanmadığından, aşılarla ilgili görüşlerinden bahsetti. Düşüncelerime yakın bulduğum bu doktorumuzla da maceramız kısa sürdü, çünkü bize karşı tavırları çok sertti. Muayenehanesinden her çıktığımızda kendimizi cahil ve yetersiz hissediyorduk. Ona göre katı gıdaya başlanacak ayı, hangi sebze – meyvelerle başlayacağımız, mesela yemeğe tuz atmamamız gerektiğini tabii ki bilmeliydik! Ona sormamız bile çok saçmaydı!
Artık sıkılmaya başlamışsınızdır, beşinci doktorumuz bebeğimin ateşinin neredeyse 40 dereceye çıktığı bir gece boyunca biz panikle onu ararken ( cep telefonunu kendi vermişti ) telefonu açmadı ve ertesi gün, böyle durumlarda sakin olmamız gerektiğini söyledi.
Anlatmaktan ben yoruldum ancak, şu an büyük umutlarla başladığımız 6. doktorumuzlayız. Zaman neler gösterecek bilmiyorum, tek istediğim anlayışlı, sabırlı ve işine saygı gösteren bir çocuk doktoru ve belki de dolaylı yoldan kendimi güvende hissedebilmek. Bu doktor maceralarımız yüzünden tüm ailemizin, tanıdıkların dilindeyiz, takıntılı olmakla ve saçma isteklerle, hatta çokbilmişlikle suçlanıyorum.